SİGARA VE İNSAN
03 Mart 2023

( VİDEO İÇİN TIKLAYINIZ )

 Sigarayı Bırakmak Mümkün!

 Sigara bağımlılığı, en öldürücü toplumsal zehirlenme olayıdır. Ölüm, sigara yüzünden oluşan hastalıklar sonucu meydana gelir. Her sigarada vücut için zehirli, tahriş edici, kanser yapıcı ya da kanserin ortaya çıkmasını kolaylaştırıcı 7000’den fazla kimyasal madde bulunmaktadır. Bunlardan en az 80 tanesinin doğrudan kansere neden olduğu ispatlanmıştır. İnsanları sigaraya bağımlı hale getiren madde ise nikotindir. Nikotin, kalp atışlarını hızlandırır, tansiyonu yükseltir, kanın pıhtılaşma riskini artırır. Sigara dumanındaki karbonmonoksit gazı, kanın oksijen taşıma kapasitesini azaltır, dokular yeterince oksijen alamadığından egzersizde çabuk yorulma ortaya çıkar.  Erkeklerde tüm kansere bağlı ölümlerin %35’inin, kadınlarda ise %15’inin nedeni sigaradır. Akciğer kanserine bağlı ölümlerin %90’ının nedeni sigaradır. Sigara içmeyen ancak dumanına maruz kalanlarda akciğer kanseri riski 3 kat artmıştır. Sigara içenlerde akciğer kanseri dışında ağız, dil, dudak, gırtlak, yemek borusu, pankreas, mesane, böbrek, prostat ve rahim ağzı kanseri riski 30 kat artmıştır. Sigara, kronik bronşit ve amfizem gibi nefes darlığı yapan akciğer hastalıklarının en önde gelen sebebidir. Bu hastalıklardan ölüm riski, içmeyenlerden 40 kat fazladır. Sigara içenlerde kalp krizi geçirme riski 10 kat artmaktadır. Kan dolaşımı ve damarlar üzerine etkileri nedeniyle beyin damar hastalıkları ve felç riski artar, bacak kangrenine neden olur. Sigara içen kadınlarda; düşük yapma, erken doğum, düşük doğum ağırlıklı bebek doğurma, kısırlık, doğum kontrol hapı kullanan grupta kalp krizi geçirme riski yüksektir. Erkeklerde kısırlık ve iktidarsızlığa neden olur. Ülser riski artar, iyileşme gecikir. Ciltte kuruma, sedef hastalığı, gözde katarakt ortaya çıkmasını kolaylaştırır. Sigara içenlerin kemikleri yoğunluğunu kaybeder, kırıklar daha kolay olur.

 Sigara dumanı; 7000’den fazla zehirli, tahriş edici ve kansere yol açan kimyasal madde içermektedir. Bu kadar maddenin yanı sıra tütündeki nikotin, ciddi bağımlılık yapma özelliğine sahiptir. Nikotinin meydana getirdiği bağımlılık nedeniyle diğer kimyasal maddeler de vücuda alınmış olur. Nikotin çok güçlü bir psikolojik uyarıcı ajandır. Bağımlılık ortaya çıkarma özelliği açısından eroin, kokain ve alkolden hiç farkı yoktur. Sigarayı ilk kez deneyen her üç kişiden biri tek bir sigara ile bağımlı hale gelmektedir. Bir sigara içildiğinde, ortalama on  saniye gibi kısa bir sürede yanaktan emilen nikotin, beyne ulaşır ve eroin, kokain gibi maddelerin etkilediği merkezi uyararak bazı hormonların salınmasına neden olur. Bu da zevk alma, gevşeme, sakinleşme, konsantrasyon artışı gibi değişikliklerin ortaya çıkmasını sağlar. Ödül gibi gelen bu değişikliklerin devam etmesi için vücudunuz daha çok nikotin istemeye başlar. İçtiğiniz sigaranın sayısı giderek artar. Çünkü nikotinin meydana getirdiği etkilere karşı vücutta tolerans gelişir. Bunun anlamı şudur; vücuttaki nikotin miktarı arttıkça etkisi azalır, ödül gibi gelen değişikliklerin devamını sağlamak için nikotin miktarının daha da artması gerekmektedir. Artık vücudunuz bu maddeyi gerek olmadığı halde almak zorundadır. Bu davranış ve yapmadığınız zaman hissettiğiniz sinirlilik, gerginlik, konsantrasyon bozukluğu, iştah artışı, depresyon vb. duygular iradenizle kontrol edebileceğiniz bir durum değildir. Hekim yardımı ile üstesinden daha rahat gelebileceğiniz tıbbi bir bozukluktur.

 Sigara içenlerin %70’inin sigarayı bırakmak istemesine ve yaklaşık %30-40’ının “kendi başına” bırakma denemesinde bulunmasına karşın, %5’den daha azı uzun süre içmemeyi başarabilmektedir. Tütün kullanımı, başarısız bırakma girişimi yani nükslerle seyreden, tedavi edilebilir kronik bir hastalık olarak kabul edilmektedir ve tüm diğer kronik hastalıklarda olduğu gibi bu hastalığın da tedavi başarısı profesyonel destek ve farmakolojik yöntemlerle önemli ölçüde artmaktadır. Ülkemizde giderek yaygınlaşan sigara bırakma poliklinikleri, kılavuzların önerdiği davranışsal bilişsel yöntemlerle motivasyonel destek ve farmakolojik tedavinin birlikte uygulanabildiği birimlerdir ve içicilerin sigara bırakma başarısı üzerine önemli katkılar sağlamaktadır.

 Kişi, kendi kendine bırakmayı denediğinde zorlanıyorsa etkinliği kanıtlanmış tıbbi tedavi yöntemlerinden yararlanabilir. Bu yöntemler, nikotin yerine koyma tedavileri (Türkiye’de bant, sakız, sprey) ve ağızdan yutularak kullanılan bupropiyon ilacıdır. Bu yöntemler içme isteğini azaltma ve yoksunluk belirtilerini önleme açısından başarılıdır. Doktor kontrolünde kullanılması ilaçların etkinliğini artırmaktadır. İlaç, bant ve sakızın yanısıra davranış değişikliği, kişiye sigarayı hatırlatan unsurlardan uzaklaşılması da başarıyı etkileyen çok önemli unsurlardır.   Kişinin sigara içmesine neden olan faktörler arasında çay, kahve, alkol, yemek sonrası gibi davranışsal faktörler, öfke, neşe, üzüntü, stres gibi duygusal faktörler, çevresinde sigara içmesini hatırlatacak kül tablası, sigara paketi, çakmak, kibrit gibi görsel faktörler, eskiden sigara içilen ortamlarda bulunulması, sigara içen kişilerle birarada olunması gibi durumsal faktörler ön planda olabilir. Bırakma sürecinde bu faktörlerin içme isteğini kontrol etmeyi zorlaştırabileceği düşünülerek önlem alınmalıdır.

En sık kullanılacak davranışsal öneriler;

- Görsel faktörleri kontrol etmek için sigarayı hatırlatan objelerin (kül tablası, çakmak, sigara paketi, kibrit vb) ortadan kaldırılması

- Duygusal faktörlere maruz kalındığında kısa süreli ortam değiştirme, su içme ve nefes egzersizleri uygulama

- Durumsal faktörleri kontrol etmek için sigara içmeyle kodlanmış ortamların yeniden dizaynı (sigara içilen koltuğun ya da masanın yerinin değiştirilmesi, perdelerin yıkanması, arabanın temizletilmesi), önceden birlikte sigara içilen kişilere bırakmayı denediğinin açıklanması ve anlayış beklediğinin belirtilmesi, kendisine sigara ikram edilmemesinin istenmesi

- Davranışsal faktörleri (çay, kahve, alkol, yemek sonrası) kontrol etmek için hazırlık döneminde yani kararlaştırılan bırakma günününden birkaç hafta önce sigarayla bu maddelerin  ayrılması, bırakıldıktan sonra ise ağız pH’sını nötre çekecek su içme, şekersiz sakız çiğneme gibi yöntemlerin uygulanması önerilir. Yemek sonrası hemen diş fırçalanması da sigara içme isteğini azaltır.

 Bırakma sürecinde kişinin yoksunluk belirtilerinden, ağız yaralarından, kabızlıktan, kilo almaktan dolayı korku ve çekinmeleri olabilir. Bu korkuların çözümlenmesi bırakma sürecinin konforlu geçmesini sağlayacaktır. Yoksunluk belirtileri için uygun ilaç tedavisi, inatçı ağız yaraları için nikotin sakızı çiğnenmesi, kabızlık için lifli gıdalarla beslenme (kayısı, incir, armut gibi meyveleri tüketmek, kepek unundan yapılmış ekmek, yeşil yapraklı sebzeler, tahıl gibi posa içeriği yüksek yiyecekler)bununla başa çıkılamayanlar için zayıf laksatifler, kilo alımının engellenmesi için bırakmadan öncekinden 1/3 az gıda tüketilmesi, iştah artışının kalorisiz gıdalarla giderilmesi, günlük yürüyüşlerin düzenli yapılması ve su içerek iştahın baskılanması yardımcı olacaktır.