Doç. Dr. Arzu ANTAL
03 Şubat 2023




DİYABETİK HASTALARDA KORONER ARTER HASTALIĞI VARLIĞINDA KORONER BYPASS CERRAHİSİ VEYA PERKÜTAN KORONER GİRİŞİM

Diyabet hastalığı( şeker hastalığı), vücudumuzda insülin salınımı veya etkisinde eksiklik sonucu ortaya çıkan, kan şeker yüksekliği ile seyreden metabolik bir hastalıktır. Uzun süreli ve kontrolsüz hastalık, göz, böbrek, kan damarları ve kalp gibi organlarda fonksiyon bozukluklarına sebep olabilmektedir.

Diyabet hastalığı kalp ve damar hastalıkları için önemli bir risk faktörüdür. Koroner arter hastalığı (kalbi besleyen damarların tıkanıklığı), kalp krizi, kalp yetmezliği ve periferik arter hastalıkları (kol, bacak ve beyni besleyen damar tıkanıklıkları), diyabet hastalığına ikincil gelişebilen hastalıklardır.Diyabete çoğunlukla eşlik eden hipertansiyon, dislipidemi ve obesite, kardiovasküler hastalık riskinin artmasına sebep olmaktadır. Diyabet hastalarında ölüm ve hastaneye yatış, ağırlıklı olarak kalp ve damar hastalığı nedeniyle olmaktadır.

Diyabetik hastalarda atardamar duvarında yağ, kolesterol, kireç ve bağ dokusu hücrelerinin birikimi ile plak adı verilen birikintiler meydana gelir, buna atheroskleroz adı verilir. Zaman içerisinde bu plakların büyümesi ile damar tıkanıkları ortaya çıkar ve dolaşım bozukluklarına neden olur. Etkilenen organ sistemine bağlı olarak inme, kalp krizi, periferik arter hastalığı ortaya çıkabilir.

Koroner bypass cerrahisi ve koroner anjiografi ile stentleme yöntemleri, daralmış olan koroner arter damarlarının kalpte yaratacağı kalıcı hasarı, yani kalp krizini ve kalp yetmezliğini önlemek, kalp hastalığına bağlı ölüm riskini azaltmak ve hastanın hayat kalitesini iyileştirmek için yapılan girişimlerdir. Anjioplasti ve stentleme yönteminde, koroner damarın daralmasına sebep olan tıkanıklık kasık veya kol atardamarından yapılan girişim ile, bir balon vasıtasıyla itilir ve damar duvarına yerleştirilen, stent adı verilen küçük bir metal ile damar duvarının açık kalması sağlanır. Koroner bypass cerrahisinde meme atardamarı, kol atardamarı veya bacak toplardamarı kullanılarak, tıkalı olan koroner damara yeniden kan yönlendirilir.

Birçok hasta grubu için, her iki girişimin de riskleri ve uzun dönemde faydaları benzerdir. Diyabetik hastalarda ise sonuçlar biraz farklıdır.

Diyabetik koroner arter hastalığı yaygın ve çok sayıda damar tutulumu, ince damar yapısı ve ilerleyici olması ile karakterizedir. Bu tip koroner arter hastalığında, diyabetik olmayan koroner arter hastalığı ile karşılaştırıldığında yeniden daralma oranları yüksektir. Kan şekerinin yüksek seyretmesi, insülin direnci, atherosklerozun hızlı ilerlemesi ve  diyabete özgü damar tutulum tipi, bu hastalarda angioplasti ve stent takılmasını riskli hale getirmektedir.

Hastaların girişim sonrası erken takiplerinde stentler ve bypass cerrahisi arasında sağkalım açısından önemli bir fark bulunmamaktadır ancak diyabetik çok damar hastalığında, koroner bypass ameliyatında özellikle meme arteri kullanıldığında tekrar girişim oranları perkütan girişimlere göre oldukça düşüktür.

 

 

Diyabetik hastalarda ilerlemiş koroner arter hastalığı ve çoklu damar tutulumu varlığında revaskülarizasyon yöntemlerinin uzun dönem sonuçlarını karşılaştıran çalışmalar, bypass cerrahisi geçiren hastaların sonuçlarının, stent takılan hastalara kıyasla çok daha iyi olduğunu göstermektedir. Koroner bypass ameliyatı geçiren hastaların 5 yıllık takiplerinde, stent takılan hastalara oranla daha az kalp krizi geçirdikleri ve kalp nedenli ölümlerin daha az olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle gerçek hayatta birçok diyabetik hasta, diffüz hastalık, ince damar yapısı, uzun darlıklar nedeniyle koroner bypass ameliyatına daha uygundur. Perkütan koroner girişim, çok ince olmayan damarlardaki fokal, diffüz olmayan lezyonlara ya da bypass açısından yüksek risk ve ilave hastalıkları olan diyabetiklerde seçilme eğilimindedir.