Uz. Dr. Tanıl ÖZER Minimal İnvazif Kalp Ameliyatları
09 Nisan 2021

Minimal İnvazif Kalp Ameliyatları

Tüm cerrahi işlemler doku ve organlardaki fonksiyon bozukluğuna neden olan problemlerin çözümlenmesi, normalde olmaması gereken yapıların çıkarılması gibi nedenlerle vücut bütünlüğünün kontrollü olarak bozulmasına neden olan travmalardır. Bu kontrollü travmaların büyüklüğü ameliyatın şekline ve hastanın durumuna göre değişir. Her travmada olduğu gibi iyileşmesi için belirli bir sürece ihtiyacı vardır. Cerrahi deneyimlerin artması ile beraber teknolojik gelişmelerin de yardımıyla bu travmalar her branşta en aza indirgenmeye çalışılmıştır.

Kalp cerrahisi geleneksel olarak  “sternum” yani halk arasında “iman tahtası” adı verilen kemiğin uzunlamasına kesilerek kalp ve büyük damarlara ulaşmak suretiyle gerçekleştirilir. Ayrıca çoğu kalp ameliyatı kalbin durdurulup operasyon sahasındaki kanın uzaklaştırabilmesi ve bu sırada vücut dolaşımının sağlanabilmesi için “Kalp-Akciğer Makineleri”ne bağlanılarak yapılmaktadır.

Kalp cerrahisinde minimal invazif (İngilizce: minimally invasive) yaniasgari düzeyde girişimselolarak tarif edilebilecek işlemler yapılacak ameliyata göre sternum kemiğinin kısmen kesilip ya da tamamen korunup kaburgalar arasındaki boşluklardan girilerek ve daha küçük kesilerle yapılması yanında kalbin durdurulamadan ve klasik Kalp-Akciğer Makineleri kullanılmadan yapıldığı ameliyatlardır.

Minimal invazif işlemlerde kullanılan yaklaşımlar:

Üst Mini Sternotomi: Yaklaşık 6-8 cm’lik cilt kesisi  ile sternum kemiğinin boydan boya tamamen kesilmeyip üstten parsiyel olarak kesilmesi şeklinde yapılır. Bu işlemler aort damar ve kapak patolojilerine müdahale edilebilinir.

Alt Mini Sternotomi: Bu sefer sternumun alt kısmı kesilip üst kısmı sağlam bırakılır. Cilt kesisi 8-10cm civarlarında olur. Koroner bypass ameliyatları, mitral ve triküspit kapak ameliyatları, kalp içi kitle ve doğumsal patoloji ameliyatları gibi kalp ameliyatların çoğu yapılabilir.

Sol Anterolateral Torakotomi: Sternum kemiğine dokunmadan göğüs kafesinin sol yarısının ön-yan tarafındaki kaburgalar arası boşluktan girilerek yapılır. Cilt kesisi 6-8cm boyutlarında olur. Koroner bypass ameliyatları bu yaklaşımla ile yapılabilir.

Sağ Anterolateral Torakotomi: Aynı işlem göğüs kafesinin sağ ön-yan tarafından yapılır. Mitral, aort ve triküspid kapak ameliyatları, kalp içi kitle çıkarılması ve doğumsal defekt düzeltme ameliyatları bu yaklaşımla yapılabilir.

“Beating Heart” ya da “Off Pump” : Kalbin durdurulmadan “Atan Kalpte” ve Kalp-Akciğer Makinesinin kullanılmadığı operasyonlardır. Koroner bypass ameliyatları gibi kalbin içini açmadan yapılabilecek ameliyatlar bu yaklaşımla yapılabilir.

Avantajları:

Minimal invazif yöntemlerin avantajı esas olarak estetik görüntü ve bunun neticesinde hastanın psikolojik olarak kendi daha iyi hissetmesinin yanında travmaların ciddi anlamda azalmasına bağlı daha hızlı iyileşme süreci sayılabilir. Hastanede kalış süresinin ve enfeksiyona yatkınlığın azalması da diğer önemli avantajları olarak sayılabilir. Büyük kemik kesisi olmaması da fiziksel hareket kısıtlamasına olan gerekliliği de ortadan kaldırmaktadır.

  Dezavantajları:

En önemli ve belki de tek dezavantajı olası komplikasyonlarda ya da operasyonun herhangi bir nedenle bu yaklaşımla devam ettirilememesi durumlarında standart tam sternotomiye geçiş ve buna bağlı fazladan kesilerin oluşturulması riski barındırmasıdır. Bu durum kesileri asgari düzeyde tutulması planlanırken aksine geleneksel yöntemde olacaktan fazla kesinizin olmasına neden olabilir.

Kalp ameliyatlarının hemen hepsi klasik cerrahinin dışında farklı bir minimal invazif yaklaşımla da yapılabilir. Ancak bu yaklaşım tercihi hastadan hastaya, operatörden operatöre farklılık gösterebilir. Bu nedenle her hastaya hastalığının durumu, fiziksel yapısı ve yandaş hastalıklarının varlığına göre en doğru yaklaşım tarzının seçilmesi ve kararın hasta ve operatörün tarafından ortak verilmesi gerekmektedir.

Uz. Dr. Tanıl ÖZER

S.B.Ü. Koşuyolu Yüksek İhtisas E.A.H.

Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı