HEPATİT C
19 Şubat 2021

HEPATİT C

Hepatit C virüsü (HCV) hem akut, hem de kronik karaciğer hastalığına (hepatit) sebep olabilen, 40-50 nm çapında, lipit yapıda zarfa sahip oldukça küçük bir ribonükleik asit (RNA) virüsüdür.

Hepatit C virüs enfeksiyonu önemli  bir halk sağlığı sorunudur. Günümüzde virüse direkt  etkili yeni ilaçların tedaviye girmesi ile tedavide yüksek başarı oranları elde edilebilmekte ve HCV enfeksiyonu neredeyse tüm hastalarda tedavi edilebilmektedir.

 

Epidemiyoloji ve prevalans

 

Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre dünya nüfusunun yaklaşık %1-5’inin HCV ile enfekte olup, enfekte kişi sayısının  ise yaklaşık 200 milyon olduğu tahmin edilmektedir. Yine tüm dünyada her yıl yaklaşık olarak 350 bin kişi HCV enfeksiyonu  ile ilişkili siroz ve hepatosellüler karsinom (HSK) gibi komplikasyonlarla yaşamını yitirmektedir. HCV ile enfekte olan kişilerin çoğu enfekte olduklarını bilmemekte, tanı alanlarında çoğu tedaviye ulaşamamaktadır.

Ülkemizde ise anti-HCV pozitifliği %1; enfekte kişi sayısının ise 700 bin-1 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir.

Dünya genelinde HCV enfeksiyonunun toplumdaki sıklığı değişkenlik göstermekle birlikte tahmini anti-HCV pozitiflik oranı %1.6,  HCVRNA pozitif yani toplumda tedavi edilmesi gereken hasta oranı ise %1.1 (%0.9-1.4) olarak belirtilerek; bunun da 80 milyon kişiye karşılık geldiği rapor edilmiştir. HCV’nin 6 major genotipi vardır. Dünyada en sık rastlanan HCV genotipi, genotip 1’dir ve tüm HCV enfeksiyonlarının %46’sından sorumludur. Ülkemizde ise en sık görülen genotip genotip 1; en sık görülen alt grup ise genotip 1b (%92.1)’dir.

 

Bulaşma yolları

 

HCV hemen daima enfekte kan ve kan ürünleri ile bulaşmaktadır. HCV’nin duyarlı kişilere bulaşabilmesi için, enfekte kişinin virüs yükünün saptanabilir düzeyde olmalıdır. HCV’nin anneden çocuğa ve eşine bulaşma riski düşüktür. HCV gebe annelerin çocuklarına bulaşma sıklığı %5’in altındadır. Toplum içinde HCV bulaşında güvenli olmayan gereçlerle yapılan dövme, “piercing”, akupunktur ya da hacamat gibi işlemlerin, diş tedavilerinin ve berberlerin de rolü vardır. 1990 yılından önce HCV enfeksiyonunun başlıca bulaşma yolları kan transfüzyonu, güvenli olmayan enjeksiyonlar ve damar içi ilaç bağımlılığıydı. 1990 yılından sonra ise kan ürünlerinin HCV antikorları yönünden taranması sonucu transfüzyonla ilişkili HCV bulaşı neredeyse ortadan kalkmıştır. Sağlık çalışanlarının karşılaştığı tüm iğne kazalarının HCV ile enfekte hastalara ait olanları %1-2 kadardır. Günümüzde HCV enfeksiyonlarının çoğundan madde bağımlılarınca ortak olarak kullanılan kontamine iğne ve diğer malzemeler sorumludur. Bu grupta yılda %5-25 oranında HCV enfeksiyonu gelişme riski vardır.

 

Hepatit C virus enfeksiyonunun doğal seyri

HCV enfeksiyonu yavaş seyirli, sinsi bir hastalıktır. Akut hepatit C (AHC) geçirenlerin ortalama %15-40’ında spontan iyileşme olup,  kronik karaciğer hastalığı gelişmez. Kronik olarak enfekte olanların ise %25’inde karaciğerdeki harabiyeti hafif düzeyde kalır ve önemli bir ilerleme göstermez. Temastan sonraki 1-2 hafta içinde plazmada HCVRNA saptanabilir ve 1-4 hafta içinde de karaciğer enzim düzeyleri yükselir. Anti-HCV antikorları ise 4-12 haftalar arasında saptanabilir. Vireminin altı aydan uzun sürmesi, HCV enfeksiyonunun kronikleşmesi olarak tanımlanır. HCV enfeksiyonunda akut formdan kronikleşmeye geçiş genellikle subklinik olarak gerçekleşir. HCV enfeksiyonunda etkene maruz kalınmasından kronik hepatit gelişmesine kadar geçen süre ortalama 10 yıl, siroz gelişmesine kadar geçen süre ortalama 20 yıl ve karaciğer kanseri gelişmesine kadar geçen süre ise ortalama 30 yıldır.

 

HCV Tanısı

Anti-HCV: Etken alındıktan 4-10 hafta sonra pozitifleşmektedir; saptanan antikorlar HCV ile karşılaşıldığını gösterir. Bağışıklık göstergesi değildir. Spontan olarak iyileşen veya kronik hepatit C (KHC) tedavisine yanıt alınan olgularda da anti-HCV pozitifliği devam edebilmektedir.

HCV RNA: HCV enfeksiyonunun tanısında kullanılan en duyarlı yöntemdir ve altın standard olarak kabul edilmektedir. HCV ile temastan 1-2 hafta sonra pozitifleşmektedir.

HCV RNA genotip tayini: KHC tanısı almış ve tedavisi planlanan hastalarda tedavi seçenek ve süresinin belirlenmesi için tedavi öncesinde mutlaka HCV genotip tayini yapılmalıdır.

 

Akut Hepatit C Tedavisi

Tedavinin amacı akut enfeksiyondan sonra ciddi karaciğer komplikasyonlarının oluşmasını ve diğer kişilere HCV bulaşmasının önlenmesidir. Vakaların %84’ünde akut HCV asemptomatiktir ve genellikle tanı konulamaz. Semptomatik hastalarda ise kendiliğinden iyileşme olasılığının yüksek olması nedeniyle tedaviye başlamadan önce belirli bir süre beklenilmesi önerilmektedir. Tanı konulmasından sonra 12 hafta beklenilmeli ve bu süre sonunda HCVRNA testi tekrarlanmalıdır. HCVRNA negatif olanlara tedavi önerilmez, kendiliğinden iyileşme olarak kabul edilir. İyileşemeyen, virüs yükü yüksek olan hastalara ise tedavi planlanır. Tedavide haftada bir kez yapılan iğne tedavisi (Peg-IFN) verilir; bu tedavi ile iyileşme oranları %90’ın üzerindedir. Bu tedaviye yanıt alınamayan hastalara ise direkt etkili antiviral ilaçlar oral olarak verilir.

 

Kronik Hepatit C Tedavisi

Kronik HCV enfeksiyonunda tedavinin amacı; virüsün vücuttan temizlenmesi, siroz, karaciğer kanseri gibi kötü sonuçların gelişiminin engellenmesi ve bu sonuçlara bağlı ölüm oranlarının azaltılmasıdır. Bu amaçla, tedavide günümüzde virüse direkt etki eden, ağızdan alınan ilaçlar kullanılmaktadır; bu ilaçlarda tek bir tablette 2 ya da 3 ilaç kombinasyonu bulunmaktadır, bu özelliğinden dolayı kullanım kolaylığı vardır. Bu ilaçlarla tedavi başarısının %97-99 seviyelerinde olduğu bildirmektedir.

 

HCV’de tarama kimlere yapılmalıdır?

-1990 yılından önce kan ve kan ürünleri almış ya da organ nakli yapılmış kişiler,

-HCV-pozitif kişilerin şu andaki cinsel partnerleri,

-HCV-pozitif anneden doğan çocuklar,

-Hemodiyalize giren hastalar,

-Damariçi madde bağımlıları,

-HCV-pozitif kanla temas eden sağlık çalışanları,

-HIV-pozitif olanlar,

-Karaciğer testlerinde açıklanamayan anormallikleri olanlar taranmalıdır.

 

 

Hepatit C’den korunma:

HCV enfeksiyonuna karşı geliştirilmiş bir aşı henüz yoktur.

KHC siroz, karaciğer yetmezliği ve HSK gibi komplikasyonları nedeniyle ülkemizde yapılan karaciğer nakillerinin en sık ikinci nedenidir. KHC'nin önlenmesi, erken tanısı ve tedavisi çok önemlidir. Bu nedenle:

-Kan ve kan ürünleri en duyarlı yöntemlerle HCV antikorları ve HCVRNA yönünden taranmalıdır,

-Tıbbi, cerrahi ve dişle ilgili sağlık bakımının sunulduğu ortamlarda standard önlemlere uyulmalıdır,

-İğne, enjektör gibi kesici delici aletler tek kullanımlık olmalıdır,

-İğne batan, kesici aletle yaralanan ve HCV pozitif kanla mukoza ile deri teması olan sağlık çalışanlarına, HCV yönünden test yapılmalı ve takip edilmeli,

-HCV pozitif gebelerde doğum esnasında çocuğuna bulaşmayı önlemek amacıyla sezaryen gibi işlemlerden kaçınılmalıdır.

-HCV’li anneler çocuklarını emzirebilir; ancak meme ucunda çatlak, kanama söz konusu olan HCV pozitif annenin, emzirmeye ara vermesi öğütlenmelidir.

-Kuaför ve berberlerde manikür, pedikür, tıraş gibi uygulamalarda ortak malzeme kullanılmamalı; kullanılan malzemelerin kişiye özel olması sağlanmalıdır,

-Hepatit C hastalarında alkol kullanımı karaciğer hasarının ilerlemesi için yüksek risk oluşturduğundan, alkol kullanımından kaçınılmalıdır.

 

Doç. Dr. Sabiye AKBULUT

S.B.Ü. Koşuyolu Yüksek İhtisas E.A.H.

Gastroenteroloji Eğitim Görevlisi