Gebelik ve Kalp Hastalıkları
05 Temmuz 2024



GEBELİK VE KALP HASTALIKLARI

 

Kalp ve damar hastalıkları gebelik ile ilişkili komplikasyonların en önemli nedenlerinden birini oluşturur. Gebelik esnasında kalp damar sisteminde gerçekleşen değişimler önceden önemli belirti vermeyen bir kalp hastalığını semptomatik hale getirebilir, bazı durumlarda anne ve bebeğin sağlığını ve hayatını tehdit edici durumlar ortaya çıkabilir. Bununla beraber kalp hastalığının eşlik ettiği pek çok gebelik te problemsiz bir şekilde devam edip doğum sürecine ulaşmaktadır. Bu nedenlerle, gebelik planlamadan önce mutlaka takip eden doktora danışılarak olası riskler, gebelik öncesi ve sırasında alınacak önlemler, gebelikte kullanılması gereken ilaçlar ve bebek üzerindeki riskleri ile ilgili bilgi alınmalıdır. Doğumsal bir kalp hastalığı söz konusu ise bebeğin de kalp hastalığı olabileceği riski göz önünde bulundurulmalı ve genetik danışmanlık alınmalıdır.  

Gebelik için en riskli kabul edilen kalp damar hastalıkları ciddi aort ve mitral kapak darlığı, aort koarktasyonu, Eisenmenger sendromu, Marfan sendromu, önceden peripartum kardiyomiyopati öyküsü, aort dilatasyonu, pulmoner hipertansiyon, sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonunun %40’ın altında olduğu kalp yetmezliğidir. Bu hastalıkların varlığında gebelikten kaçınma gerekebilir, bu konuda doktor görüşü alınmalıdır.

Önceden hiçbir kalp hastalığı olmayan kadınlarda da gebelik esnasında kalp hastalığı gelişebilir. Bunlar arasında hipertansiyon, aritmiler, spontan koroner diseksiyon, miyokard iskemisi, peripartum kardiyomiyopati, derin ven trombozu ve pulmoner emboli önem taşıyan durumlardır. Özellikle ileri yaştaki gebeler, önceden hipertansiyon, diyabet, obezite, bağ dokusu hastalığı, sigara kullanımı, bağımlılık yapıcı madde kullanımı, aile öyküsü, bazı durumlarda genetik yatkınlığı olan gebelerde risk daha yüksek kabul edilmektedir.

Gebelik esnasında aşırı yorgunluk, nefes darlığı ve ödem normal gebelerde de görülebilen zararsız belirtiler olabileceği gibi kalp hastalığına da ait olabilir. Gebenin kendisinin bu durumu ayırt etmesi mümkün olmayabilir. Bu belirtilerin 20. haftadan sonra ortaya çıkması, günlük aktiviteleri engellemesi, istirahatte nefes darlığı, gece uykudan uyandırıcı nefes darlığı varlığı önemli olarak kabul edilmeldir. Gebelikte görme bozukluğu, göğüs ağrısı, 30 sn den uzun süren düzensiz kalp atışları, bayılma normal belirtiler değildir ve tıbbi yardım istenmelidir.

Kalp damar hastalığı bulunan gebe, kadın doğum doktoru ve gereğinde kardiyolog ile takiplerine devam etmeli, aşırı kilo alımından kaçınmalı, stresten ve aşırı fiziksel yorgunluktan uzak durmalı, kendisi için uygun olacak şekilde egzersizlerine devam etmelidir. Bazı durumlarda gebeliğin devamı süresince kalbin daha iyi fonksiyon görebilmesi için girişimsel tedaviler gerekebilmektedir. Daha sağlıklı bir gebelik için bu prosedürlerin gebelik öncesi uygulanması çoğu durumda daha uygun olmaktadır. Gebelik esnasında bazı ilaçların kullanımı önerilmemekte, bazı ilaçların kullanımı özel takip ve dikkat gerektirmektedir. Kalp-damar hastalığı için ilaç kullanan bir kadın gebe olduğunu anladığında ilaçlarını kesmeden hemen doktoruna danışmalıdır.

İstenmeyen bazı durumlar doğum sonrası 6. aya kadar ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle yeni anne bu dönemde ne kadar meşgul ve yorgun olsa da takiplerini aksatmamalıdır. Gebelik esnasında hipertansiyon, diyabet ve pre-eklampsi gelişmesi, kadının ileriki dönem hayatında kalp damar hastalığı riskini arttırmaktadır. Bu tür bir öykü varlığında kalp damar hastalığı ve risk faktörü kontrolü açısından takiplere önem verilmesi gerekmektedir.