VİRAL HEPATİTLER
03 Eylül 2021

VİRAL HEPATİTLER

 

Ciddi bir halk sağlığı problemi olarak halen önemini koruyan viral hepatitler hakkında toplumu bilgilendirmek, farkındalığı artırmak, koruyucu önlemlere ve tedavi yöntemlerine dikkat çekmek amacı ile Dünya Sağlık Örgütü tarafından hepatit B virusunu keşfeden, tanı testini ve aşısını geliştiren Nobel ödüllü bilim insanı Dr. Baruch Samuel Blumberg’in onuruna “Dünya Hepatit Günü”nde her yıl bir tema oluşturulmakta ve 2021 yılı için “Hepatit Bekleyemez” şeklinde oluşturulan temanın mevcut COVID-19 pandemisinde bile her 30 saniyede bir hepatite bağlı ölüm nedeni ile viral hepatit konusunda tüm dünyayı harekete geçmeye çağırmaktadır.

Karaciğerin iltihabı olarak tanımlanan hepatitin virüsler başta olmak üzere çok sayıda nedeni vardır. Çeşitli virüs tiplerinin (A, B, C, D ve E) neden olduğu viral hepatitler milyonlarca insanı farkında olmadan etkileyebilecek gerçek anlamda küresel bir salgın oluşturmakta, önde gelen ölüm nedenlerinden biri olarak yılda 1.34 milyon ölüme neden olmaktadır.

Hepatit B (HBV) ve Hepatit C virüsleri (HCV) uzun dönemde kronik karaciğer hastalığı, siroz veya karaciğer kanserine yol açabildiği için ayrı bir öneme sahiptir. HBV ve HCV dünyadaki karaciğer kanseri vakalarının %80'inden sorumludur. Dünyada yaklaşık 400 milyon kişinin HBV ile, 71 milyondan fazla kişinin ise HCV ile karşılaşarak enfekte olduğu tahmin edilmektedir. Ülkemizde nüfusun yaklaşık %4-5’i kronik hepatit B, %0.5-1’i kronik hepatit C tanısı almıştır.  Hepatit B ve Hepatit C'li insanların %80-90'ı durumlarından haberdar değildir. Bu durum, kişilerin hayatlarının bir noktasında ölümcül karaciğer hastalığı ile karşılaşmasına ve bazı durumlarda bilmeden başkalarına bulaştırmasına neden olabilir.

HBV enfekte kan ve kan ürünleri, cinsel ilişki, HBV’li anneden yenidoğan bebeğe bulaşma, sterilize edilmemiş tıbbi araçlarla müdahale ve sterilize edilmemiş ortak kullanılan kişisel bakım malzemeleri (traş bıçağı ya da tırnak makası) şeklinde kişiden kişiye yayılır.

HBV aşı ile korunmanın mümkün olduğu bir hastalıktır ve ülkemizde 1998 yılında rutin aşılama takvimine dahil edilmiştir. Kronik hepatit B hastalığında ise tedavi ile virüs çoğalması baskılanmakta, siroz ve karaciğer kanseri gibi durumlara ilerlemesi durdurulmaktadır. Ancak günümüz tedavileriyle virusun vücuttan tamamen temizlenmesi olası değildir.

Risk Altındaki Gruplar:

  • Hemodiyaliz hastaları
  • Organ ve kemik iliği nakli adayları ve alıcıları
  • Sık kan veya kan ürünü kullanmak zorunda olan kişiler
  • HBV’li anneden doğan çocuklar yada HBV’li bireyin aynı evde yaşayan aile içi temaslılarından aşısız olanlar
  • Riskli cinsel davranış öyküsü olanlar (çok sayıda cinsel partner, eşcinsel/biseksüel erkekler, seks işçileri)
  • Ortak kapalı alanda yaşayan ya da çalışanlar ( cezaevi, kreş, bakımevi, askeri koğuş)
  • Meslek grupları (sağlık çalışanları, berber, kuaför yada manikür-pedikür işiyle uğraşanlar
  • Alın, dilaltı, ense kestirme ya da hacamat yaptıranlar
  • HBV’nin sık görüldüğü bölgeden gelen göçmenler

 

HCV esas olarak enfekte kan ve kan ürünleri ile doğrudan temas ya da kanla temas etmiş vücut sıvıları yoluyla, cerrahi işlemlerle, cinsel yolla, damar içi madde kullanımıyla ve nadiren de olsa HCV’li anneden bebeğe geçiş yollarıyla bulaşır. HCV’nin aşısı yoktur. HCV hastalığı için etkili tedaviler mevcuttur. 2 ya da 3 aylık bir tedavi ile hepatit C hastaları tamamen iyileşmektedir.

Risk Altındaki Gruplar:

  • 1996 yılından önce kan veya kan ürünü alanlar
  • Sık kan veya kan ürünü kullanmak zorunda olan kişiler
  • Riskli cinsel davranış öyküsü olanlar (çok sayıda cinsel partner, eşcinsel/biseksüel erkekler, seks işçileri)
  • Diş tedavisi yada diğer tıbbi girişim yapılanlar
  • Hemodiyaliz hastaları
  • Organ ve kemik iliği nakli adayları ve alıcıları
  • Ortak kapalı alanda yaşayanlar ( cezaevi, kreş, bakımevi, askeri koğuş)
  • Aile içi temas riski olanlar
  • Meslek grupları (sağlık çalışanları, berber, kuaför yada manikür-pedikür işiyle uğraşanlar
  • Dövme, piercing ya da toplu sünnet öyküsü olanlar
  • HBV ya da HIV öyküsü olanlar
  • HCV’li anneden doğan çocuklar

Hepatit D virüsü (HDV), HBV enfeksiyonu olan kişilerde hastalığa yol açar. HBV’nin yokluğunda enfeksiyon yapamaz.

Hepatit A, su ve besinlerle, özellikle kötü hijyenik koşullarda kolaylıkla bulaşabilen ve salgınlara yol açabilen bir hastalıktır. Hepatit A kronikleşmez ve aşı ile korunulması mümkün olan bir hastalıktır.

Hepatit E virüsü (HEV), dışkı ile temas yolu ile bulaşır, vahşi ve evcil hayvanlarda bulunur ve akut enfeksiyona yol açar. Bağışıklığı baskılanmış ve organ nakli yapılan erişkinlerde daha sık görülür. Gebelikte geçirildiğinde ise ciddi seyreder. Özellikle gebelerde son 3 aylık dönemde düşük, erken doğum, ciddi karaciğer yetmezliği ile ölüm riskinin artmasına sebep olabilir. Hepatit E virüsünün spesifik bir tedavisi ve aşısı yoktur.

DSÖ viral hepatitlerin azaltılması için, 2016 yılında 194 ülkenin katılımıyla 2016-2021 yılları arasında uygulanacak olan bir eliminasyon programı başlattı. Bu programın hedefi 2030 yılına kadar viral hepatitlere bağlı ölümlerin %65, yeni olgu sayısının ise %90 azaltılması olarak belirlendi. Bu hedefe ulaşmak için DSÖ tarafından öncelenen konular; yenidoğanlarda HBV aşılaması, HBV taşıyıcısı annelerden bebeklere geçişin engellenmesi, güvenli kan transfüzyonları, güvenli enjeksiyonlar, damar içi ilaç kullanıcılarında enjektör paylaşımının engellenmesi, kronik HBV ve HCV hastalarının tanı ve tedaviye ulaşımının sağlanması olarak belirlendi. Ülkemizde de eliminasyon programı hedeflerine ulaşmak için “ Türkiye Viral Hepatit Kontrol ve Önleme Programı” yayınlanmıştır.

Belirlenen hedeflere ulaşmak için öncelikle hem sağlık çalışanları hem de toplumda viral hepatitlerle ilgili farkındalığın arttırılması ve risk gruplarının belirlenerek bu kişilerde tarama çalışmalarının yapılması özellikle önem taşımaktadır.

Uz. Dr. Yeşim UYGUN KIZMAZ

S.B.Ü. Koşuyolu Yüksek İhtisas E.A.H.

Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı