AKCİĞER EMBOLİSİ
14 Aralık 2021

AKCİĞER EMBOLİSİ

Akciğer embolisi, sık rastlanılan fakat tanısı zor olan, ölüm sıklığı yüksek olan bir hastalıktır. Gelişmiş ülkelerde bile ölüm nedenleri arasında üçüncü sırada yer almaktadır. Tıp literatüründe pulmoner emboli olarak adlandırılan durum çabuk tedavi edilmezse hayatı tehdit edici sonuçlara neden olabilir. Akciğer atar damarlarındaki bu tıkanma, akciğerlere ve yeterli oksijen alamayan diğer organlara zarar verebilir Hayati tehlikesi yüksek olmasına karşın, doğru ve zamanında tedavi, ölüm riskinde önemli oranda azalma yapar.

Akciğer embolisi, sıklıkla bacaklardan, nadiren de vücudun diğer kısımlarında derin toplardamarlarında   oluşan kan pıhtılarının koparak akciğer atardamarlarını tıkaması sonucu oluşur. Dolayısıyla, hastanın şikâyetlerini, embolinin büyüklüğü ve tıkanan akciğer atardamarının çapı belirler. Küçük bir pıhtı, hastada hiçbir şikâyete yol açmazken, büyük bir pıhtı ile göğüs ağrısı, solunum sıkıntısı, kanlı öksürük gibi ciddi belirtilere yol açarak ani ölüm meydana gelebilir.

 Akciğer Embolisi Neden Olur? 

Akciğer embolisi, sıklıkla kan pıhtısı olan bir materyalin akciğerlerdeki bir atardamara ulaşarak tıkanıklığa neden olduğu durumda meydana gelir. Bu kan pıhtıları en sık olarak bacaklardaki derin toplardamarlardan gelir. Bu durum derin ven trombozu (DVT) olarak bilinir.  Tıkanan damarların kan götürdüğü akciğer loblarında oksijensiz kalmaya bağlı akciğer enfarktüsü gelişir. Bu hasar, akciğerlerin vücuda gerekli oksijen sağlamasını zorlaştırır. Daha az sıklıkta görülmesine rağmen, kan damarlarındaki tıkanmalar, kan pıhtıları dışındaki başka maddelerden kaynaklanabilir. Bu materyallerden bazıları;

Büyük ortopedik ameliyatlar veya kırık nedeni ile uzun bir kemik iliğinden kaynaklanan yağ, kolajen veya diğer dokular

Vücudun herhangi bir yerinde var olan tümörün parçası da akciğer embolisine yol açabilir.

Akciğer Embolisi Kimlerde Olur? 

Her ne kadar herkeste akciğer embolisi görülebilse de bazı faktörler riskte artışa neden olur. Akciğer embolisi için risk faktörlerinin başlıcaları şunlardır:

  • Uzun süreli hareketsizlik: Ameliyat sonrası, kalp krizi, bacak kırığı, travma veya herhangi bir ciddi hastalık gibi nedenlerle uzun süreli yatak istirahati kişide kan pıhtı oluşumunu kolaylaştırır. Bu sebeple büyük cerrahi girişimlerden önce ve sonra hastaya pıhtı önleyici ilaçlar verilebilir.
  • Uzun yolculuklar: Uzun süreli uçak veya araba yolculukları sırasında uzun süre hareketsizlik durumu bacaklardaki kan akışını yavaşlatır ve pıhtı oluşumuna yol açar.

     

  • Kalp damar hastalıkları: Özellikle kalp yetmezliği, pıhtı oluşumu riskinde artışa yol açar.

     

  • Doğum kontrol ilaçları: gebelik ve sonrası dönem (lohusalık), Doğum kontrol hapları ve hormon replasman terapisinde kullanılan östrojen,  özellikle obez kadınlarda akciğer embolisi riskini yükseltir.

     

  • Kanser: Pankreas, yumurtalık ve akciğer kanserleri ve vücudun uzak bölgelerine yayılmış birçok kanser türü kan pıhtılaşmasında görevli bazı maddelerin vücutta artmasına sebep olarak akciğer embolisi riskini yükseltir. Ayrıca kemoterapi tedavisi, pıhtı oluşum riskini artıran diğer bir risk faktörüdür.

     

  • Sigara: Sigara kullanımı, özellikle diğer risk faktörleriyle birleştirildiğinde, bazı insanları kan pıhtı oluşumuna yatkın hale getirir.

     

  • Aşırı kilolu olmak: Obezite, özellikle sigara içen veya tansiyonu yüksek olan kadınlarda kan pıhtılaşması riskini artırır.

    Kalıtsal pıhtılaşma bozukluklarının (Protein C, S ve Antitrombin III eksikliği, Faktör V Leiden veya protrombin ) varlığı. Diğer risk faktörleri; İleri yaş, ciddi kronik obstrüktif akciğer hastalıkları (KOAH) travma, yanıklar.

      Akciğer embolisi belirtileri nelerdir? 

    Akciğer embolisi belirtileri; akciğerlerin ne kadarlık kısmının pıhtıdan etkilendiğine, pıhtıların boyutuna ve altta yatan akciğer veya kalp hastalığı olup olmamasına bağlı olarak büyük ölçüde değişiklik gösterir. Yaygın olarak görülen belirti ve şikâyetlerden bazıları şunları içerir:

  • Nefes darlığı: Klasik olarak aniden ortaya çıkar ve eforla birlikte kötüleşme eğilimi gösterir.
  • Göğüs ağrısı: Derin nefes alındığında, öksürürken, yemek yerken, eğilirken ya da hareketsiz durulduğunda artabilir. Göğüs ağrısı eforla daha kötü hale gelir; ancak dinlenmekle geçmez.
  • Öksürük: Kanlı ve balgamlı öksürük görülebilir.
  • Sırtta ağrı,
  • Aşırı terleme,
  • Baş dönmesi,
  • Sersemlik,
  • Bayılma,
  • Oksijensizliğe bağlı mavi dudak ve tırnaklar.

 

Ayrıca sayılan belirtilere ilave olarak bacaklardan birinde (genellikle baldırda) ağrı, kızarıklık ve şişme görülebilir. Bunlar akciğer embolisinin en sık nedeni olan ve derin ven trombozu (DVT) olarak adlandırılan bacakta kan pıhtısı oluşumu belirtileridir.

Akciğer embolisi hayatı tehdit eden bir sağlık problemidir. Bu sebeple açıklanamayan nefes darlığı, göğüs ağrısı veya kanlı balgama neden olan öksürük gibi şikâyetlerde derhal 112 aranmalı ya da acil servise başvurulmalıdır.

 Akciğer Embolisi Tedavisi Nasıldır?

Acil bir durum olduğundan şüphesi varsa kesin tanı için istenilen test sonuçları alınmadan önce hastaya pıhtılaşma önleyici ilaç enjeksiyonu yapılır. Akciğer embolisi tanısı doğrulanan hastalara pıhtı eritici ilaç (Heparin ) tedavisi verilmelidir. Antikoagülan adı verilen bu ilaçlar mevcut kan pıhtılarının büyümesini ve yeni pıhtıların oluşumunu önler. Bu tedavi uygulamasının yetersiz kaldığı veya olası zararları sebebiyle bu tedavinin verilemediği veya çok yüksek riskli hastalarda,  kasıktan girilen katater ile tıkanan atardamara ulaşılarak pıhtının mekanik temizlenmesi yapılabilir. İzleyen dönemde en az altı ay pıhtılaşmayı azaltıcı ilaçlar kullanılmalıdır. Bazı yüksek riskli veya tekrarlayan embolisi olan hastalara bu pıhtı oluşumunu azaltan ilaçlar ömür boyu verilebilir. Pıhtı atma riski yüksek olan veya sürekli tekrarlayan, uyluk, bacak ve leğen kemiklerinde kronik pıhtı oluşan hastalarda, pıhtı oluşumunu azaltan ilaçların yanı sıra kalbe giden karın içinde yerleşik ana toplardamara (vena kava inferior) pıhtının geçişini engelleyen filtre takılabilmektedir. Hastalıkta erken teşhis ve tedaviyle tam iyileşme beklenir. Nadiren, akciğerden pıhtıyı çıkarmak için ameliyat gerekebilir.

  Akciğer embolisi geçirenler nelere dikkat etmeli? 

Bir defa akciğer embolisi geçiren bireylerde hastalığın tekrarlama riski artar. Pıhtı oluşma riskini azaltmak için alınabilecek bazı önlemler vardır. Bunun için bacaklarda derin ven trombozu belirtilerini bilmek ve takip etmek önemlidir. Bacaklarda derin ven trombozu göstergesi olan aşağıdaki belirtilerden herhangi biri fark edildiğinde derhal acil servise başvurulmalıdır:

  • Şişme,
  • Ağrı,
  • Hassasiyet,
  • Isı artışı,
  • Kızarıklık.

Pulmoner emboli geçiren bireylerin, hastalığın tekrar etmesini önlemek için uzun sürelerle kan sulandırıcı ilaçlar kullanması gerekir. Kan sulandırıcı kullananların beslenmelerine de dikkat etmesi gerekir. Örneğin, kanın pıhtılaşmasına yardım eden K vitamininden zengin besinlerden uzak durmakta fayda vardır. Bu amaçla doktorun da görüşünü aldıktan sonra K vitamininden zengin yeşil yapraklı sebzeler, balık, karaciğer ve bazı bitkisel yağ türlerinin tüketimini kısıtlamak gerekebilir.

Pek çok insan pulmoner emboliden hemen sonra yürüyebilir ve hafif ev işleri yapabilir. Ancak bu hastalar kolayca yorulabilir veya solunum güçlüğü çekebilir. Bu sebeple doktorlar hastaların güç ve nefesini artırmaya yardımcı olması için özel egzersizler verilebilir.

Bacaklarda pıhtı oluşumunu önlemek için kompresyon çorapları olarak bilinen özel çoraplar kullanmak faydalı olacaktır. Bu çoraplar sağladıkları basınç sayesinde bacak kaslarının kanı yukarı hareket ettirmesine yardımcı olur.

Bunların dışında fazla kilolardan kurtulmak, sigarayı bırakmak, mecbur olmadıkça uzun yolculuklara çıkmaktan kaçınmak, yolculuk yapılacaksa ara yürüyüş molaları ve çorap kullanılması, doktor kontrolünde ilaç tedavisinin kontrolü ile akciğer embolisinden korunmak mümkündür.

 

Cerrahi Tedavi

Akciğer embolisi geçiren hastaların yaklaşık %95 inde hastalık kan sulandırıcı ilaçlarla tedavi olur.% 5 hastada ise pıhtı erimeyip ilerleyici biçimde akciğer yetmezliği ve buna ikincil olarak sağ kalp yetmezliğine yol açabilir. Bu durumda cerrahi olarak akciğer damarlarının tıkalı bölümlerinin temizlenmesi gerekir.

  Pulmoner endarterektomi denilen bu ameliyatta yapay kalp akciğer makinesine bağlanan ve vücut ısısı düşürülen hastanın her iki akciğer damarında mevcut kronikleşen pıhtılar temizlenir. Bu ameliyat sonucunda hastaların beklenen yaşam ömrü uzatılırken hayat kalitesini de arttırılmaktadır.

Doç. Dr. Serpil TAŞ

S.B.Ü. Koşuyolu Yüksek İhtisas E.A.H.

Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı