Koroner Bypass Cerrahisinde Güncel Yaklaşımlar
18 Aralık 2020

Koroner Bypass Cerrahisinde Güncel Yaklaşımlar

Kalbi besleyen damarlara koroner damar denilir. Koroner damarlarda hastalık (tıkanıklık/ darlık) olması durumunda kalbe giden kan miktarı azalır ve hastada kalp krizi geçirme riski oluşur. Kalbin fonksiyonlarında kayıp meydana gelir ve tedavisiz kalması durumunda kalp yetmezliği ve ölümle sonuçlanır. Koroner bypass cerrahisin amacı, kalbe ulaşan kan miktarının arttırılarak, kalp krizi ve kalp yetmezliği gelişimine engel olmak, hastaya daha kaliteli ve uzun yaşam beklentisi sağlamaktır.

Koroner damar tıkanıklarının en etkin tedavisi koroner bypass cerrahisidir. 1960’lı yıllarda uygulanmaya başlamış, zamanla kalp cerrahisin en sıklıkla uygulanan girişimi haline gelmiştir. Koroner bypass cerrahisi, hastanın göğüs kafesinden ve kolundan alınan atardamarları ve/ veya bacağından alınan toplardamarları kullanılarak yapılır. Güncel veriler ışığında,  atardamarlar uzun süreli açık kalma oranlarının daha iyi olması sebebiyle daha sıklıkla kullanılmaktadır. Yıllar içerisinde deneyim ve bilgi birikimin artması, anestezi yöntemlerinin ve teknolojinin gelişmesi ile önemli gelişmeler olmuştur.

Çalışan Kalpte Bypass Cerrahisi

Günümüzde koroner bypass ameliyatları, konvansiyonel yöntemde kullanılan kalp-akciğer makinası kullanılmaksızın güvenli bir şekilde yapılabilmektedir. Çalışan kalpte bypass cerrahisi denilen bu teknikle, kalp durdurulmadan ameliyat yapılmaktadır. Bu tekniğin en önemli avantajı, özellikle yüksek riskli hasta gruplarında, (örneğin ileri yaş ve eşlik eden çoklu organ yetmezliği olan hastalar, böbrek yetmezliği olan hastalar, geçirilmiş inme öyküsü olan veya inme riski yüksek olan hastalar, aort damarında ileri derecede kireçlenme olan hastalar ) kalp akciğer makinasına bağlı gelişebilecek cerrahi komplikasyonların azaltılabilmesidir.

Minimal Yaklaşım Teknikleri ( Minimal İnvaziv Girişim Teknikleri),

Kapalı yöntem olarak anılan, küçük kesiler kullanılarak yapılan ameliyatlardır. Koroner bypass cerrahisi de, minimal yaklaşım teknikleri ile gerçekleştirilebilmektedir. Bu cerrahi girişimlerde hastanın göğüs ön kemiği( sternum) açılmaksızın, kaburgalar arasından kalbe yaklaşım gerçekleştirilmektedir. Teknolojik gelişmelerin devamı ile minimal yaklaşım teknikleri, cerrahın küçük bir alanda çalışmasını kolaylaştıracak, video görüntüleme veya robot destekli yaklaşımlar ile kullanılabilir hale gelmiştir. Minimal yaklaşım ile kalp cerrahisini amacı, cerrahi girişime bağlı ağrı ve hareket kısıtlılığını azaltmak, yoğun bakım ve hastanede kalış sürelerini kısaltmak, hastanın aktif hayatına dönüş sürecini kolaylaştırmaktır. Karar aşaması, hastanın göğüs kafesinin anatomik yapısının uygunluğu, tıkalı damarların anatomik yapı ve lokalizasyonu, tıkalı olan damar sayısının uygunluğu ile ilgilidir. Sanılanın aksine kozmetik nedenler ile verilen bir karar değildir.

Sağlıklı kalabilmek ve yaşam beklentisini uzatabilmek için unutulmaması gereken en önemli unsur, mevcut güncel yaklaşımlar altında güvenle yapılan koroner bypass cerrahisi sonrası, hastanın verilen tedaviye uyum sağlaması, hayat tarzında önerilen değişikleri yapması (dengeli, sağlıklı diyet, sigaranın bırakılması, düzenli egzersiz) ve sağlık kuruluşundaki kontrol ziyaretlerini aksatmamasıdır.

Uz. Dr. Arzu ANTAL

S.B.Ü. Koşuyolu Yüksek İhtisas E.A.H.

Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı