Herkesin heyecanla beklediği tatil mevsimine çoktan girdik. Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden Psikolog Öznur İnceoğlu Arı, yaz tatilini verimli geçirmenin yollarını anlattı…
Çalışma yaşamı dışında kalan zaman dilimini ifade eden tatiller özlemle beklenir. Yetişkinler için de, öğrenciler için de bazı sorumluluklar ve zorunluluklar için mola zamanıdır. Özellikle içinde bulunduğumuz yaz dönemi tatilleri; stresten uzaklaşılan, dinlenilen, eğlenilen ve sosyal ihtiyaçların karşılandığı daha uzun bir zaman dilimidir.
UYUM ZORLAŞABILIR
Kaliteli bir yaşam sürebilmek
ve yaşam doyumumuzu
artırmak için imkanlarımız
dahilinde yapabileceklerimize
gereken önemi vermeliyiz. Yetişkinler bazen çok da uzun olmayan tatillerine olabildiği kadar çok şeyi sığdırmak ister, hatta tatilden yorgun dönerler. Böyle olduğunda tatil kazanım olmaktan çıkar ve çalışma hayatına uyum zorlaşır. Herkes kendi ihtiyaç ve arzularına göre planlama yapar ama planlamada da tatilin bizi güçlendirici özellikte olmasına dikkat etmek gerekir.
BAĞLARI GÜÇLENDIRIN
Örneğin sevilen kişilerle
geçirilen zaman, bağları güçlendirir,
yeni yerler görerek
ya da yeni aktiviteler tecrübe
ederek geçirilen tatil
birçok yönden zenginleştirici
olur. Bazen
de bize iyi gelecek
olanın sakince
hobilerimize
zaman ayırmak
ya da yarım
kalan işlerimizi
tamamlamak
olduğuna
karar
veririz. Bir
süreliğine
de olsa
sahip olduğumuz
rolün
gerekliliklerinden
uzaklaşmış
olmak stres
düzeyimizi düşürür
ve duygusal
bir rahatlama sağlar. Doyumla sonuçlanan tatil, yaşama enerjik ve huzurlu devam etmeyi getirir.
Çocuklar açısından ise okul yaşamı öğrenmeye ilişkin sorumluluk ve görevlerin olduğu bir çalışma sürecidir; yorucu olabilir ve stresli geçebilir. Ebeveynler çocuklarının ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak tatil planlama sorumluluğundadır. Çocuklar tatille birlikte artan boş zamanlarını nasıl geçireceklerini bilemeyebilir. Onlar; görev ve sorumlulukların azaldığı, eğlenceli aktivitelerin doyasıya yapılabildiği günlerin heyecanındadır.
BIRLIKTE PLANLAYIN
Çocuğun deneyimlerle
kendini keşfetmeye, geliştirmeye
ve başarabildiklerinin
sınırını görmeye ihtiyacı vardır. Tatil bir süreliğine rutinlerin dışına çıkmak olabilir ama devamında bedensel, zihinsel ve ruhsal gelişimi sağlayacak özellikte olmalıdır.
Çocuğun yaşı, ilgileri, yetenekleri ve istekleri dikkate alınarak planlanan tatil her anlamda sağlığı geliştirici nitelik kazanacaktır. Elbette çocuğun, katılacağı ya da gerçekleştireceği faaliyetlerden keyif alması göz önünde bulundurulmalıdır. Planlamanın birlikte yapılması çocuğun motivasyonunu artırır.
Peki neler yapılabilir? Sportif bir aktiviteye katılmak, bir enstrüman ya da dil öğrenmek, doğayla iç içe deneyimlerle, müze ya da sergi ziyaretleriyle dünyalarını zenginleştirmek, el becerisi ve yaratıcılıklarını geliştirici faaliyetlerde bulunmak, farklı yerler görmek ve yeni kültürle, yaşam tarzlarıyla tanışmayı sağlayıcı geziler yapmak, yaratıcı sanat atölyelerine katılımlarını sağlamak, düşünce ve problem çözme becerilerini geliştirmeye yönelik yayınlarla tanıştırmak, nadir görebildikleri sevdikleriyle bağlarını güçlendirebilmeleri için ziyaretlerde bulunmak olabilir.
BIRBIRINIZI KEŞFEDIN
Ortak aktiviteler sayesinde
doyum sağlayıcı bir ilişki
kurulur, güzel anılar biriktirilir. Çocuklar, birlikte sınırlı zaman geçirebildikleri ebeveynlerini daha iyi gözlemler, belki de yeni özelliklerini keşfederler. Tabii aynı durum anne-babalar için de geçerlidir. Çocuklarla geçirilen bu zamanlarda duygular ve düşünceler daha fazla derinlik kazanır. Tatiller bağların güçlendirilmesi için bir fırsattır ve iyi değerlendirilmelidir.
ÖNCE ANNE-BABA TELEFONU, TABLETİ BIRAKMALI
Önceden
ekran sadece televizyonu ifade ederken artık bilgisayar, akıllı telefon ve tablet gibi teknolojik cihazları da kapsamaktadır. Şehir yaşamındaki çocuklar için bilgisayar oyunları diğer oyunların yerini aldı; bu olağandır ve korkulacak bir durum değildir. Ayrıca internetin sağladığı bilgi zenginliği ve sunduğu eğlence inkar edilemez. Problem, çocukların bu cihazların başından kalkamayacak duruma gelmesi noktasında ortaya çıkar. Çocuklar, doyum alabilecekleri alternatif deneyimlerin yokluğu durumunda tekrar ekrana dönmek isterler. Yetişkinler, 'Ekran başında geçirilmesi gereken ideal süre ne olmalı?' sorusuna cevap aramak yerine, ekran olmadığında çocuklarıyla doyum sağlayıcı aktivitelerde bulunur ve kendi başlarına yapabilecekleri etkinliklere rehberlik ederlerse, ekran başında kalma süresinin kendiliğinden sağlıklı bir seviyeye çekileceğini düşünüyorum. Çocuklar hiçbir sosyal paylaşımın yüz yüze olandan daha değerli olamayacağını hissetmeliler. Tabii bunun için önce örnek alınan yetişkinler ellerindeki cihazları bırakabilmeli. Ekran başında geçirilen uzun sürenin çocuğun zihinsel, duygusal, sosyal gelişimini sekteye uğrattığı; bununla birlikte hareketsiz yaşamın sonucu olarak obezite, iskelet bozuklukları, kas deformasyonu gibi sağlık sorunlarına neden olduğu bilimsel bir gerçektir.
GÜNEŞ YANIKLARI ÇOCUKLARDA CİLT KANSERİ RİSKİNİ ARTIRIR
Altı aydan küçük bebeklerin direkt güneş ışığından uzak tutulması gerektiğini söyleyen Okan Üniversitesi Hastanesi Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı Prof. Dr. Taner Yavuz, artan sıcaklarla ilgili önemli bilgiler verdi…
Bebeklerin derilerinde güneşten koruyucu melanin pigmenti çok azdır. Daha büyük bebekler de özellikle güneş ışığının çok etkili olduğu aylarda direk güneş ışığından korunmalıdır.
Sıcak havada dışarı çıkıldığında bebek arabasına güneşlik takılmalıdır.
Güneş koruyucu faktörü en az +30 faktör olan güneş kremleri birçok firma tarafından üretilmektedir.
Çocuklar için olanları tercih edin; bu kremler cildi daha az tahriş eder. Düzenli olarak havuz ve denizde kullanın. Güneş yanıkları çocuklarda dahi, cilt kanseri riskini artırır, bu nedenle güneşte her iki saatte bir güneş kremini tekrar sürün.
Güneşin direkt ışığından saat 11.00-14.00 arası uzak tutun. 30-50 faktör kullanın. Yara olan bölgelere en az 50 faktör güneş kremi kullanın.
Bebeğinizin kıyafetleri, vücut ve ayaklarını; güneş şapkası ise başını ve ensesini örtecek özelliklerde olmalıdır.